Bir İstanbul yolu kitabıydı benim için, romanları okuyamıyorum ben yolda neden bilmiyorum ama çantama ne zamandır okumadığım Aşka Veda'yı almıştım. İkram çayının da eşliğiyle bir anda bitiriverdim sanırım kitabı :)
Güzeldi kitap, Can Dündar güzel yorumlamış milletim aşkını, erkek egemenliğine kadının baş kaldırışını, ülkemin aşka sevgiye bak-ama-yışını...
Sahi, Aşk ölüyor mu gerçekten, veda mı ediyoruz tüm benliğimizi saran, bize kimliğimizi unutturan aşka...
Kadınlarımız dizilerdeki gibi güçleniyor mu, tutuyor mu havaya kalkan eli, hoop dur bakalım diye... Yoksa hiç takmadan çekip gidiyor mu veda bile etmeden sevgilisine...
Ya erkeklere n'oluyor... Yoksa onların aşkı da kadınlarını boğduğu için mi bu kaçış, yoksa artık renkli pantolonlar giyiyorlar diye mi terk ediliyorlar ?
Denemelerden oluştuğu için konusu içeriği hakkında daha fazla yorum yapamıyorum. Anlatımı sade, ayrıca açık sözlü bir roman olmuş diyebiliriz...
Hatta en sağlam tespiti de şu olsa gerek:
"Densizlikten değil yersizlikten"
Okuyun bence, bu dahil birçok tespite hem hak verecek, hem de güleceksiniz ;)
Arka Kapaktan
"Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem," diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: "Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun..."
"Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim..."
Aşka Veda, Can Dündar'ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; "kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri," anlatıyor.
Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. "Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş" nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor.
Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor.
Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda'da.
Ve olası bir sevda kuraklığı tehlikesine karşı, okurları uyarıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder